Sabah saat 6/6:30 sularında zil çaldı, zili algılayıp üzerimizi giyip biz kapıyı açana kadar polisler yukarı çıkmış ve kapıyı zorlamaya başladılar, kapıyı eşim açtı.
TEM’den geldiklerini ve benim ismimi söylediler kimlikleri alıp evi aramaya başladılar; bütün her yeri aradılar ve hiç bir şey bulamadılar işlerine yarayacak.
Evde bilgisayar olup olmadığını sordular eşim olmadığını söyleyince polis kızgın bir şekilde nasıl olmaz dedi. Ev araması bittikten sonra hazırlanmam için çok kısa bir zaman verdiler o esnada ancak 11 aylık kızımın ihtiyaçlarını alabildim. Kızımı yanımda götürmemem konusunda sürekli baskı yaptılar bakacak kimsem olmadığını söylememe rağmen evde bırakmam istendi ben götürmekten vazgeçmeyince, bebeğin olduğu için sana ayrıcalık tanınmayacak diyerek tekrar evde bırakmam istendi ama baskılarına rağmen kızımı bırakmadım.
Sağlık kontrolünden sonra nezarete götürüldüm, o ana kadar gayet soğukkanlıydım ama bedenim tepki vermeye başladı yarım saat geçmeden belime birden bir ağrı girdi ve hareket edemez hale geldim bir saate yakın sürdü bu hal ve sonrasında yavaş yavaş geçti.
5 gün boyunca hiç bir işlem yapılmadı. Dosyaya kısıtlama oluyormuş. 5 gün boyunca kimseyle görüşemiyorsun, psikolojik olarak yıpratılıyorsun, neyle suçlandığını bile bilmiyorsun.
Allah’a şükürler olsun ki iyi davranan vicdanlı polisler vardı, yardımcı olmaya çalıştılar. Bayan bir polis kızımı görünce bile ilgilendi, Başkomiseri kızımın olduğuna dair bilgilendirdi, sütümü ısıtabilmem için kahve makinesi getirdi, sabah akşam yiyebileceği yemek getirilmesine izin verdi.
Tabi bir de kötü olan polisler vardı; bir sabah uykudan bayan polisin sesiyle uyandım ve kapıyı açtı bağırarak ismimi söyledi benim deyince elindeki poşetleri içeri fırlatıp gitti. Kızımın yemeğini getirmişler meğer. Gecesinde kızım hastalandı, doktora çıkardık, alerjisi tekrarlamış, doktor sabahında hastaneye götürülsün dedi ama o bayan “beni ilgilendirmez yalan söylüyorsun bebeğin bir şeyi yok psikolojik” diyerek izin vermedi. Bu da yetmezmiş gibi gelip psikolojik baskıya devam etti “burada veremli insanlar kaldı dezenfekte edilmedi sağlıklı bir yer değil” diyerek daha çok korkutma başladı.
O gün bütün herkesi ağlattı davranışlarıyla. 5. gün ifadeye alındım, ifadenin başında kullandığım numarada bylock programı çıkma nedeniyle gözaltına alındığım söylendi, ifademin bitimine doğru başka bir polis ifademi alan polisi çağırdı ve ona bir dosya açıp gösterdi. Geri geldiğinde bana eşimin numarasını söyledi, kimin bu numara diye sordu, eşime ait olduğunu söyleyince bylock bu numarada kullanılmış dedi. Halbuki ifadeye başladığında benim numaramı sormuş ve numarama baylock çıktığını söylemişti.
İfade sonrası eşimi arayıp ifade vermesi için çağırmamı istediler.“Günlerdir eşimle görüştürmediniz bunu benim değil sizin yapmanız gerekiyor” diyerek eşimi aramayı reddettim. İfademden bir gün sonra savcıya çıkmadan serbest bırakıldığım söylendi.
Çıkış için sağlık raporu alınması gerekiyormuş, emniyetteki doktor olmadığı için hastaneye götürdüler, çıkış raporu alındı, eşyalarımı almak için beni geri götürdüklerini düşünüyordum, içeri girdim, nezarete değil yukarı doktorun yanına götürdü ve tekrar gözaltına alındığım söylendi. Bir saat içinde serbest bırakılıp tekrar tutuklandım.
Tamamen yıpratma politikası uyguladıklarını düşünüyorum. Sürekli eşimi gelip gelip soruyorlar. Çalıştığı yeri vs. söylüyorum aradan biraz geçiyor tekrar çağırıp aynı soruları soruyorlar. Kızım sürekli baba baba diyerek polislerin kucağına atılıyordu en zor zamanlarım o anlardı. Kızım hala babasını göremiyor. Eşim arandığı için eve gelemiyor, bende kızımla ailemin yanında kalıyorum. Evime gidemiyorum komşulardan çekiniyorum. Eşim işinden ayrılmak zorunda kaldı. Suçlu olduğuna dair hiç bir kanıt yok ama alıp günlerce nezarette tutacaklar, belki de tutuklanıp cezaevine gönderilecek.
Ben orayı yaşadığım için eşimin suçsuz yere gidip teslim olmasını istemiyorum. Ne ile karşılaşacağımızı bilmiyoruz çünkü. Şu son dönemde herkes korkusundan doğruları söyleyemezken bir tek sizler kaldınız o yüzden size yazmak istedim.